Tuncay…Burukluk duymamanın imkanı var mı?
Written on June 13, 2007 by Alim Telci
Fenerbahçe’nin teknik kaybını zaten tartışmanın anlamı yok. Takımı ileriye atan patlayıcı gücümüzü kaybettik. Bu kayıpla birlikte muhtemelen üstüste üçüncü sezon transfer sezonundan güç kaybetmiş olarak çıkacağız. Aziz Yıldırım hanesine bir eksi daha yazılacak boylece.
Gidişi şık oldu mu? Bu konuda renkdaşlarımın serzenişleri var. Asıl bence bu kadar spekülasyondan sonra dönüp dolaşıp bize imza atsaydı şık olmazdı. Ama şu anda bende “Tuncay kararını vermişti, Fenerbahçe ile para pazarlığı yapmadı, görüşmeler Tuncay’ın ikna edilmesi konusuna odaklandı” gibi bir intiba var. Bana göre normal bir süreç. Tuncay içinde bizim içinde “ayıp” bir süreç değil.
Tedbir alınabilir miydi? Bence alınamazdı. Tedbir almak demek Tuncay’a daha önceden daha uzun vadeli imza attırmak demek. Belki bir zayıf anı yakalanabilirdi. Mesela taraftarla yıldızının barıştığı “bir baba hindi” zamanı. Ama bu “proje”yi engelleyecek bu tür bir imzanın atılması oldukça zordu diye düşünüyorum.
Bazıları Totti olmak ister. Küçük denizde, büyük balık. Bazıları ise Rüştü gibi “boğulacaksam, büyük denizde boğulurum” der ve büyük denize açılmak ister. Bu kişisel tercihtir. Buna saygı duymak gerekir. Dört sene önce Rüştü’ye de saygı duyduğumu yazmıştım. Burada beni tek rahatsız eden nokta Tuncay’ın proje mimarını korumak için bu kararı almış olmasıdır. Bir başka deyişle “acaba bu karar kendi kararı mıydı?” diye düşünüyorum. Değilse, hata orada başlıyor. Kendi kararıysa, saygı. Çünkü Erdinç Şehit yerine daha iyi bir agent bana göre Tuncay’î çok daha büyük bir isme pazarlayabilirdi. Ben Boro’da Tuncay’ın geçireceği zamanı Şehit’in kötü menajerliğinin diyeti olarak görüyorum.
Burukluk tarafına gelince…Sonuçta Tuncay Emre-Okan gibi kulübüne para kazandırmadan giden futbolcu kategorisine girdi. Oysa Fenerbahce Tuncay’a 6S’in diğer iki oyuncuya verdiği değerden daha büyük değer verdi. Önüne ciddi bir para koydu. “Sembol ol” dedi. “Kaptan” yaptı. Emre ve Okan kulübünde konuşmak için adam bulamıyorken, Tuncay Fenerbahçe’de el üstünde tutuldu. Doğrudur, tribünde “höö”lendiği de oldu ama şu son bir buçuk sene içinde aradaki ilişki çok daha kuvvetlenmişti. Bence “gel bir sene kal, seneye iyi bir takıma giderken bonservisini eline veririm” diyen Yıldırım geri çevrilmemeliydi. Tuncay için iyi bir teklifti. Ya sakatlanırsa mı? Sakatlığın ne zaman, nerede başa geleceği bilinmez. “Ya sakatlanırsam” diye imza atıp atmama kararı verilmez.
Sonuçta Fenerbahçe kesin kaybetti. Tuncay’ın kazanıp kazanmadığı belli değil. Erdinç Şehit kazandı. Bu bilançodan nasıl memnunluk duyabilirim ki?
If you enjoyed this post Subscribe to our feed