Wimbledon, ruhuma cok iyi gelen bir yer.
Dostlarimizla kulupte bulusmaya gittigimde, yaninda en mutlu oldugum karimi da birakip, kortlarin arasina daldim yine.
Arkamizdan gorevliler geldi!
“Dogru durust” tenis oynayamiyorum
Bunun tenis ya da sporla da direkt ilgisi yok.
Oraya gittigimde, 7-8 yasindaki cocuk ben; tum bir yasam seruveni, siyah beyaz TV, Borg, sonra Steffi, tabii ki Roger, hepsi baglaniveriyor.
Omrumun cesitli […]
Entries Categorized as 'Spor'
Wimbledon, ruhuma cok iyi gelen bir yer.
October 5, 2021
Sevgili van Basten. Ve BBC1
December 19, 2020
Sevgili van Basten.
BBC1’in “Deity” muamelesi hosuma gitti. Yakisti.
Kitabini tanitti.
28 yasinda biraktirtan tekmelere ve acilara ragmen, “o era futbolu daha gercek idi” dedi.
Su an en begendigi 9 numara, Lewandowski 👍
VAR yorumu dogru: “Buyuk yanlislari duzeltsin diye getirdik.. Kol alti kili milimetrik ofsaytlari biraksinlar.”
Dion guzel soru sordu: “Herkesin O golu taklit etmeye calismasi nasil bir his?
Ve
En zirvesinde […]
Diego Armando Maradona. Eterno. Ardindan….
November 25, 2020
23 Haziran 2019.
O gece oglumla Kapadia’nin “Diego Maradona” adli filmine gittik. “Belgesel”
Cikisinda su satirlari yazmisim.
Son cumlemin hala arkasindayim.
————-
“Diego Maradona” adini bosuna secmemis, filmin yonetmeni Kapadia.
Bu deha da sadece “doga” ile basarmiyor bazi seyleri.
1985-1989 arasi dunyayi tamamen fethederken, acaip yaslandigi Signorini adli kisisel antrenmancisi, danismani, dostu var.
Filmde belki Maradona’dan cok konusuyor.
Bir yeri diyor ki: “Diego kirilgan, […]
Episode X. Finale. The Last Shot!
May 19, 2020
Episode X. Finale. The Last Shot!
I remember where I was during the Last Shot.
I remember exactly what I did. What it meant to me. Why.
That’s why this documentary was so powerful. We all relived those years. Went to our own past. Had a journey back to our own journey.
I don’t remember whether Ali Sahinbas called […]
Episode 8. “I’m back.”
May 13, 2020
Episode 8. “I’m back!”
Beklenen Mutluluk bolumu.
Yillardir her uzun tatilimden, “ise/okurlarima” dondugumde, sadece o cumleyi atarim
“I’m back”
Oyle bir yer etmis.
O 72-10 sampiyonlugu.
Yeri bambaska. Cunku NYC’deyim. Adeta her bir macini seyretme sansim var.
Sampiyonluklar yazlara denk geldiginden, simdi fark ediyorum ki sadece 1 ve 4’un son dudugunu Amerika’da yasadim.
“Work ethic.” Kaybettiginde; ertesi sabah calismaya baslamasi. Tatili vb kesmesi
Babasina […]
Episode 7. Sad. Ama…
May 11, 2020
Episode 7. Sad.
Ama sadece tahmin edilecek sebeplerden degil.
Bu bolum ne olacagi belliydi. Babasini kaybedecek. Baseball oynayacak. Sevdigi oyunu birakacak.
Ama beni daha huzunlendiren insanlarin ona bictigi kaliplar oldu.
Sadece 20 sene once olan biten sirasi degil.
Babasinin olumu tabii akillarda. Ama yaza denk geldigi icin, 3 hafta cesedinin bulunamamasini, nehirlerden cikmasini atlamisim.
Sonra; onu kumarla iliskilendirmek istemeleri tabii ki […]
“Take the ball, pass the ball” belgeselini en iyi ozetleyen kare.
May 11, 2020
“Take the ball, Pass the ball” belgeselini en iyi ozetleyen kare, su Cruyff-Pep sohbeti herhalde.
Iki saatte, alti bolumden olusuyor. Sanirim 3 yil once yapilmis.
Ama rahatlikla, Jordan belgeseli vari 10 bolum cikabilir.
Pep 2011 ile doruga cikan pas felsefesinin, ta kokunde Cruyff yillarini goruyorsunuz.
Mayis 1993’te, bacak kadar cocuk Messi’nin Rosario formasi ile kosturmasini.
Pep, tum belgesel hic konusmuyor.
Messi’ye […]
Episode 6. “Dark.”
May 5, 2020
Episode 6. “Dark.”
Acilis sahnesinden en karanlik olan, “lay lay lom olmayan” bolum buydu.
Kalabalik ici yalnizligi baslarken, Jordan’in.
“Tum bir sene benim yasamimi yasamak kolay degil” cumlesini bile 4-5 kere tekrarlamak zorunda kaldigi soylesiler.
1992-93; bizlerin her bir gununu “yasadigi” sezonlar.
Universite kampusu; TV veriyor ise hic bir macini kacirmadigim.
Bir yandan dokunulmazlar idi. Bir yandan da, Jordan’in yipratilmaya basladigi […]
Episode V.. “you just got one (ticket) from him (God)”
May 5, 2020
Episode V.. “you just got one (ticket) from him (God)”
Randy Brown, “don’t edit, don’t edit” demek de hakli. Cunku Jordan’in boyle gardini indirdigi an enderdir!
(“He was not joking,” Brown!)
1’den beri belki en begendigim bolum
idi, V.
Bir kere dolu dolu. 20 sene sonra baktiginizda, oykusune cok onemli ipuclari var.
Zenci Senator adayi Gannt’i desteklememesi, bizim Amerika’ya gelmemizden hemen […]
Gozlerimin doldugu ilk an. Episode 4. Ilk sampiyonlugunu kazandigi an.
April 28, 2020
Gozlerimin doldugu ilk an. Episode 4. Ilk sampiyonlugunu kazandigi an.
Insan nerede oldugunu dahi hatirliyor. Bir Boston bahar aksami. Nazim’larin evi. Ben, Nazim, Rusen, Murat… Ali’yi aramistim. O gece de aglamistim.
Orada spor mpor hikaye; insanin yasaminin bir parcasi haline geliyor.
Dorduncu bolumun, onemli parcalarindan biri “the triangle.” Phil Jackson’in kizilderili felsefesine vb duskunlugu guzel ayrintilar.
Jordan’in, Doug Collins’in […]