Mutluluk.. Cocuklara ani vermek derken..
Written on December 17, 2009 by ozan
Gectigimiz bir hafta icinde once Deniz’in piyesine gidip, sonra ise getirince aklima geldi.
Yine..
Daha once estirmisligim de vardir.
Harvard’da en unutmadigim derslerden/yontemlerden biri bir Edebiyat dersimizden idi.. Unlu romancilari, romanlari profesorumuzle takip ederdik.. Ama bir yandan da, yardimcisi Teaching Fellow bize o romanlarin cagristirdigi tema uzerinden yazma odevleri verirdi.
Ilk derslerden birinde de, “kendinizi mutlu hissettiginiz an” demisti..
Bir an, taaaa Fulya’ya gittim.. Besiktas’in eski tesislerine.
Biz Cahit abi’nin Robert’i, Serpil Hamdi Tuzun’un unlu Besiktas gencleri ile oynayacaktik.
Aksam yemek masamiz babama bahsettigimi hatirliyorum.. Onun da ucundan kacta diye sordugunu..
Gelebilecegini en ufak ucundan takip etmiyordum.
“Takim otobosumuz”den gayet yagmurlu bir Istanbul gunu indigimizde, “ssshh, 7 numara” diye birinin seslendigini ve hiccc orali olmadigini hatirliyorum.
Hatta Ayhan atildi, “abi, baban gelmis galiba.”
Serpil Hamdi Tuzun bej pardesusu ile kenardan izlerken uzerimizden silindir gibi gectiler. Hatirliyorum.
8-1 mi ne kaybettik! Hatirliyorum.
Bir de ayagima gelen topu, hic bekletmeden cok guzel bir ara pasina donusturdugumu.. “Kenarda babam” varken gurur duyabilecegim an oydu!
Ama esas hatirladigim geldigi ve yanimda oldugu hissi idi.
Her “ama gercekten inanilmaz isim var” dedigimizde.. Kendimize ya da disariya.. Kulaklara kupe olur belki!
Gunaydin.
Guzel Persembeler.
If you enjoyed this post Subscribe to our feed