Şahaser bir İstanbul köşesi
Written on June 20, 2007 by orhanomay
çok gittim ama oturamıştım, oturup bir bardak rakıyı tatmamıştım. Güneş halicin üzerinde batarken balıktan dönen takalar, onları izleyen martılar, gazete kağıdında sarılmış şişesiyle evine dönenler, hoperlörden seslenen Zeki Müren kalmamıştı aklımda. Çok net bir Orhan Pamuk bir A.H. Tanpınar köşesi.
Akın Balık. Perşembe pazarının hemen arkasında Galata köprüsünün başladığı yerden de girilen halicin ilk kara parçasının başladığı yerde, salaş mı ? evet ! feci leziz mi ? evet leziz bir yer. Koca bir gün orada geçirebilirim. Koca bir şişe bitirebilirim. Ve herşeyin üstüne, yerin manzaranın ortamın önüne geçen balığı ve salatası.
Bir kez daha İstanbul Haşmet’in söylenmelerine sus çekercesine şaşırttı beni. O kadar derin o kadarr İstanbul köşeleri var ki hala..arayıp bulmak istemek de lazım. Bu şehir bu trafik çekilmez demek kolay.
Deklanşöre bastıktan sonra resimdeki garsonun yanına gittim, gel rakıma ortak ol dedim, bakma burada cigaramı içtiğime birazdan kalabalıklaşacak buradan müşteri alacağım içeri dedi. İçerisi falan yok esasında, yarı tarihi bir duvar altında akşamları yanan gaz lambaları, masalarda fesleğenler, kırmızı örtüler.
Dedem yaşasaydı, İstanbul hep İstanbul derdi buraya.
Bu yazıyı okuyan ve bu şehirde yaşamayı seven herkese tavsiye, hele hele şu haftalarda güneş batarken saat yedi gibi.
If you enjoyed this post Subscribe to our feed
Aman Oran’im, yedin bitirdin bizi su is gunu ofis harala huralasi arasinda! Icim acilmadi degil ama!…8^) Sagol. Istanbul’a geliste beraber gelirim seninle balikcina.