Kas’ta Bir Hafta
Written on October 8, 2010 by mtanyeri
Uc senedir Kas’a gitmiyordum, cok ozlemisim. Kas’in merkezi yenilenmis, cok daha fazla dukkan acilmis, carsinin bulundugu bolum arka taraflara yayilmis, hava alani calismalari baslamis, yakinda yeni bir Marina yapilacak…
Yabanci profili devam ediyor, cok sayida Ingiliz var, evler donemlik onlara kiralaniyor, ama ev alip yerlesen de cok sayida kisi var.
Bu kadar degisiklige ragmen degismeyen tarafi sadelikle kalabilmesi, doyurucu oranda olan sessizligi, halen buyuk sehir istilasina ragmen basarabildigi kibarligi ve Bodrum, Cesme tarzi yerlere nazaran gozu tok olan Beach club isletmeleri. Her ne kadar sosyetik sahil yerlerindeki beach club tarzi yerler olmasalar bile Liman Agzi’nda “Bilal’in Yeri” sessizligi, temiz denizi ile cok guzel bir yer. Avci boregini de unutmamak lazim.
Bazi restoranlar cok populer olmus, ‘Bahce Balik’’a gitmek icin ciddi zaman onceden rezervasyon yaptirmaniz gerekiyor, cok basarili, lezzetli mezeleri var. Maalesef tam karsisindaki “Bahce Et” icin o kadar guzel seyler soyleyemeyecegim, mezeleri ve yemekleri cok standard disina cikamiyor, yine de ortami ve temizligi gayet guzel.
Hava alani yapilmasi ile beraber belki de Kas o gizemini yitirecek, su anda ulasim cok kolay degil. Ucakla gitseniz ya Dalaman’a ya Antalya’ya gideceksiniz, oradan da en az 2 saatlik yolunuz var, o da ancak araba kiralarsaniz. Onun disinda gideceginiz araclar her yerde durdugu icin 3-4 saatten once gitmeniz mumkun degil.
Araba ya da otobusle direk gitmek istersiniz o da en az 10-11 saatlik bir yol.
Ulasimin biraz zor olmasi cok fazla dolmasini, bozulmasini engelliyor, herkesin gonlunde bir Kas sevgisinin yatmasinin bir nedeni de bunun altinda gizli.
Kas’in sessizligi insani kendine getiriyor, her zaman teknoloji ile, yasam kavgasi ile, uc gunluk cikar davalari ile ve en onemlisi kariyer hirsi ile burunmus hayatlarimiza cok buyuk tezat getiriyor. Hayatin kisaligini ve ayni zamanda guzelligini animsatan anlardan belki de en guzeli Kas’ta gecirilen zamanlar. Sicak topraktan cikan sessiz ses, denizin icten piriltisi ve inanilmaz dogasinin verdigi guc hissi neyin gercek oldugunu kisa suretlerle de olsa bizlere hatirlatiyor. Bizler ise bu zamanlarin tadini cok cikarabiliyormuyuz acaba. Hayatin en guzel yani belki de yasam kavgasi icinde verdigimiz bu aralar degil mi. Ama bu aralarda, bu tatillerde bile orada burada “wireless’ cekiyor mu endisesi ile ne kadar benimsedigimiz, bu anlarin degerini ne kadar bilip ne kadar tadini cikarttigimiz konusunda ciddi suphelerim var.
Her zaman basa gelen kotu bir olay sonunda bazi degerler daha cok anlasilir. Ama etrafimiza cok dikkatli bakarak ve baktigimizi gorerek boyle bir ders almaya gerek duymadan da bu olgunluga erisebiliriz, cok zor degil, sadece kendimizi sorgulayacak bir kac dakikamiz sayesinde bu mumkun, buna zaman ayiralim yeter.
Boyle bir egitimle belki donus yolunda cok daha az huzunlenebiliriz, Kas’ta ya da nerede o guzelligi yakaliyorsak o kadar uzakta aramamiza gerek kalmaz belki de..
If you enjoyed this post Subscribe to our feed