Hem Pazar gecesi “kasvet”ini arttiran, hem de duygulandiran, sukrettiren seyler.
Written on February 24, 2014 by ozan
Annemiz, “apartman yonetimi” toplantisinda..
Cocuklarla Olimpiyat Kapanis toreni seyrediyorum. Keyifliyiz.
Ikisi de ilgili. Yazarlari vb anlatiyorum.
Icimden geldi.. Zeynep’e, “belki seni de Brezilya acilisina gotururum” dedim.
“Ama dogumgunumu kaciririz.”
Yok, dedim.. 2-3 yil sonra..
Hem, “100 yil, hep senin dogumgununde yaninda olacagim.”
Sonra nereden dilimden dustu ise, “tabii o kadar yasarsam.”
Deniz, “kimse o kadar yasamaz.. You will pass away one day, too” dedi.
Ben yumusak bir kelimelerle ortaligi sakinlestirmeye calisirken, daha kafami cevirmeden, Zeynep gozleri yasli boynuma atilmisti. ;) :(
Soyle, boyle yuzlerini guldurdum.. O sirada annemiz iceri girdi.
Olani anlatirken, bu kez Deniz gozleri yasli “but no one lives forever” cekti.
Neyse; ayilar cizgi filmi falan kaynattik.
Biraz once Deniz, uykuya cekildigi odasindan yukari geldi.
Aksamustu eczaneye giderken, bir “homeless” adam gorduk.. Bir “Big Issue” dergisi aldim ondan.. Durumu anlattim.. Niye yardim ettigimizi.. Neden herkesin is bulamadigini? (”Bir lokantaya girip is istese.. Futbolcu olsa.. Bir kulubun 100 topcusu olamaz mi?)
Deniz yol boyu zaten “evden dergi getirelim.. Onlari satsin” diyordu!
Bu kez de annesine, surekli adamin aklina geldigini ve uykusunun kactigini anlatti.
Haydi; o adamin da muhtemel bir kiliseye vb su anda sigindigini ve iyi oldugunu anlattik.
Onlar boyle “sefkatli”/duyarli kalsin; ben hafta ici ne kaplanlarla yine kasveti yenip kapisayim.
Allah hepimizi sevdiklerimize bagislasin.
If you enjoyed this post Subscribe to our feed