Michael Jordan
Written on April 21, 2020 by admin
Posted by mobile phone:
Michael Jordan.
Ilk bolumun heyecani sarinca, biraz yazmak istedim.
Bu karantina tarihiligi sirasi unutulmaz olacak o 10 bolumu seyretmek.
Hissediyorum, mirildanmalar olacak. Kendisi bile cekinmeye basladi. “Cok iyi bir takim arkadasi gibi yansimayacagim” vb
Jordan’i cokkkk insan icin miknatis gibi ceken elbette “Michael Jordan of Greatness” olmasidir
Ama bunun disinda, o da hep buyuk zorluklarla bogustu.
Kaderin gercekten bir cilvesi, omrunun ilk sampiyonlugu ile benim hayatimin ilk gurbet yili ayni sehirde idik.
Turkiye’siz ve futbolsuz gunlerim; onun sezonunun her bir anini yasadim.
O zamanlar “yasamis sampiyonluk kazanamayacak en buyuk sporcu” olacagi saniliyordu.
Karli Chicago sabahlari, simdi adini unuttugum Tribune ve Sun Times yazarlari ile yasadim.
Sorgulandi.
Olmayacak dendi.
Kazaninca insanlar yazdiklarinin tam tersine gecti.
O bile yasadi bunlari.
Takimin sahibi Jerry Reinsdorf ve manajer Jerry Krause ile surtusmeleri o zaman hayatima girdi.
(Son sezonlari belgeselinin ana konusu bu, belli)
Birkac kere, ayakta seyredilebilen pota arkasi bolumlerde, maclarina da gittim.
Hayatimin Chicago bolumunun son gunu; Bulls’un ilk sampiyonluk parade’i vardi.
Yine kader 😊
Acik bir otobus ustu onumden gectiler. Belki bir iki universite dostum vardi yanimda. Deli gibi el salladim Jordan’a… Yas 18, 19
O duygularla seyredecegim… Kobe, James gibi karsilastirmalar benim icin gercekten komik, yersiz.
Karakterindeki “kotu” yanlari bilerek. O derece “ates” Federer’de olsa, 35 Slam’i olurdu. Cok yazdigim bir sey.
Ama spor ve hayatta ilham aldiginiz birinden bahsederken; konu bir melek ya da evladinizi nasil yetistirdiginiz degil.
Iyisi ve kotusuyle, sizde cagristirdigi hersey.
University of Chicago’nun karindan, Michigan Avenue gunesine…
“What Time is it?!”
If you enjoyed this post Subscribe to our feed