STEFFI. CHAGALL. KARTPOSTAL.
Written on September 9, 2022 by admin
Posted by mobile phone:
STEFFI. CHAGALL. KARTPOSTAL.
“Nerden baslasam, nasil anlatsam?!”
Kolay gecmeyen gunler sirasi, iki spor kahramanimin omuzlarima birer kol attigini hayal ederdim.
Jordan ve Graf.
Ama Jordan ya da Borg gibi daha ilk gunlerinden tutup, desteklemedim Steffi’yi.
Navratilova ya da Evert’a da buyuk bir duskunlugum olmasa da.
Elbette o zamanlarin yenilmez, ulasilamaz Martina’sinin “tahtini sarsmasini” fark etmistim.
1988 Golden Slam’in (ayni sene icinde tum Grand Slam’leri ve Olimpiyatlari kazanmak) Dunya (spor) Tarihi icin olaganustu bir an oldugunu da.
Cok guzel gecen bir yaz sirasi etkilenmistim.
Ama Steffi’ye asil cekilmem, cok sonralari, zorlanarak bir Paris Finalini Arantxa-Sanchez’e karsi kazanmasi ardindan.
Babasi vergi basagrilari nedeniyle hapisle bogusurken.
“Demir kadin” Kupa toreni konusmasi sirasinda aglamaya basladi
Belki tarihin en iyi forehand’i, celik sinirler. Ama o kirilganlik…
Ondan sonra hep daha icten istedim basarisini. 1995-1999 arasi ayni dominansi gosteremedi.
Ama sporda benim icin olmazsa olmaz, “zerafet finesse teknik” bilesimini hep korudu.
Dunya tarihinin en “etkili” forehand’ine sahip olabilir. Ustune bir de insanlari deli eden backhand slice ekleyin!
1999 Paris’i, ona inanmaktan vazgecenleri yaniltarak sampiyon oldu!
Milli macimiz icin cok yakin arkadaslarimla Helsinki’deydim. Sergen ile o maci da aldik. Steffi’nin Hingis’i yendigi haberi orada geldi.
Hayatimin guzel gunlerindendi.
Ardindan Londra ve Wimbledon. Baran ile imza almak icin bekleyip, “ilham” oldugunu da soylemistim.
McEnroe ile karisik ciftler maclarini yakalamak icin saatlerce siralarda bekledik.
Hakkinda soylesiler okurken, Chagall’a duskunlugunu de fark ettim.
Mahalle kitapcima gittim. Ozenle bir Chagall kitabi sectim.
Zarfin uzerine sadece “Steffi Graf. Wimbledon” yazarak gonderdigimi hatirliyorum.
Eline gecmis!
Agassi’ye asik olup, sporu birakmadan sanirim agent’i ile Iskocya’ya gitmisti!
Oradan bir kartpostal geldi bir gun. Ustunde kendi tenis fotografi olan. Sunlari yazmis ustune!
“To Ozan,
Many thanks for the great book and your nice letter.
All the best,
Steffi Graf”
Elbette sakladim. Hatta o kadar iyi sakladim ki yillarca hangi kutudan cikacagini bilemedim!
Buldum ama bir gun.
Bir Istanbul hafta sonumuz sirasi Londra’ya donecekken, hatta taksi kapiya gelmisken cikiverdi.
Simdi odamda.
Yillardir tenis oynamiyor.
Kameralar onunde degil.
Ama Ali’cigimin bekarliga veda gecemiz yaptirdigi “Steffi forehand” tshirt’lerindeki ilham daima benle.
Tipki yuzune de soyledigim gibi.
Kirilgan, duyarli.
Ama icinde bir o kadar guclu.
Steffi!
If you enjoyed this post Subscribe to our feed