La Binoche ile Londra’da yine bulustuk.. Bu kez o dans ederken..
Written on September 29, 2008 by ozan
Juliette Binoche.. Babam, Ali (Tore) gibi hayatimin merkezinde insanlar icin cok seyler ifade eden aktris..
Yillar (10?) once, Londra’da bir tiyatroda izlemistik.. Bu kez (68 sergisine gittigim) National Theater’da Akram Khan ile dans gosterisine gittik..
Cesur buldum bir kere.. Filmlerinde de, caniyla vucuduyla etiyle, duyguyu verir.. Bu kez bir profesyonel dansci ile, yasindan masindan cekinmeden, muthis bir tempo, esneklik, hiz gerektiren, bas dondurucu, araliksiz 75 dakika temposuna dalmak.. Sapka cikartici.
Yine hakkini vererek de cikiyor, La Binoche..
“Icerik” deseniz, biraz tahmin edilir buldum.. Iste iki insan birbirlerine cekiliyorlar.. Biri beyaz, bir “kahverengi.”
Ama fiziksel cekim ayri, beraber uyanip yasamak ayri.. Tuvaletin kapagini indirip, indirmemek gibi detaylar dahi dert .. Kiskaniyorlar, birbirlerine giriyorlar, vuruyorlar, kiriyorlar .. Ama kopamiyorlar..
Illa kadin-erkek iliskisi, “ask” konusunda “kamu”ya birseyler soylemek istiyorsan bence soylenecek daha cesur seyler var artik. Olmali.
“Aldatma”ya yaklasim elli, yirmi yil oncesi ile su an bir?
Erkek icin aldatma ne, kadin icin ne?
Hakikaten tanim farkli mi, hala apayni ve bir mi?
Neyse icerigi gecersek, gorsel zevk, tatmin, “amazement” mevcut idi.
La Binoche’u, on yilda bir Londra’da alkislamak bir onurdur.
Ayrica, is guc yogunluk ev o kadar ust uste gelmis ki, karimla bir “tiyatro” sonrasi irmak kenari yurumeyi de ozlemisim.
O kadar basit aslinda.
If you enjoyed this post Subscribe to our feed