Bir kac yuz Pinot sarabini, bir bilirkisi ile tatmanin zevki
Written on June 30, 2009 by alitor
Pazar gunu Gence Alton abimiz, beni is icin gittigi senelik buyuk sarap tadimlarindan biri olan Pinot Days’e davet etti. Hanimlari ve cocuklari playdate’e biraktik, hem dallama keyfi hem de sarap keyfi belediye otobusune atladigimiz gibi tadima gittik.
Oncelikle sunu soylemek lazim, bir profesyonel ile tadim yapmak bambaska bir hikaye. Bir tek Pinot uzumu agirlikli olmasina ragmen bir kac yuz sarap ureticisinin koskoca bir hangarda uretici basina en az bes alti degisik yil, bag ve cins sarabi tadima acmalari, neredeyse bin siseyi kolaylikla gecen bir sayiya ulasmasi demek ki, bu isin icinde olmayan turistler icin bas dondurucu bir durum.
Ikincisi, bu bin sise arasindan is geregi veya zevk geregi olsun yuz yuz elli sise tatmak icin de son derece ciddi bir tadim kapasitesine sahip olmak lazim ki, koca cussem ve sarap icim zevkime ragmen hala kirk firin ekmek yemelik bir durumda olmam da baska bir olaydi tabii ki. Boyle durumda, survive etmenin bas yolu tadilan sarabi — iyice tattiktan sonra — derhal elinizdeki bos bardaga tukurmek. Alkol tuketimini en aza indirgiyecek ve tat kabiliyetini maximize edecek tek yol bu.
Hatirlarim, ilk profesyonel tadimimda pek tukurme olayina alisamadigim icin daha onuncu sarap ureticisine geldigimizde kafayi iyi bulmustum, sonra da bir gun kendime gelememistim…8^)
Bu sefer yolda Gence’den bol tukurme isinin puf noktalarini alarak tadima girdik.
Ilk farkettigim, bu sefer tadimin hem trade hem de public bolume ayni anda acik olmasina ragmen kalabaligin urkutucu olmamasi idi. Recession belli ki bu endustriyi de etkilemis. Ustune ustelik, onceki yillarin aksine bir de etrafa kurulan peynir/ekmek/su istasyonlarindaki erzaklarin hemen tukenmesi ve yenilenmemesi. Dort saat boyunca sarap icenlerin arada bir ekmek veya su ile bu kadar sarabi bastiramamasi, kanimca tadim tecrubesinin icine etmis.
Gelelim Pinot saraplarina. En sevdigim turlerden biri Pinot. Yetistirmesi zor, nazli ve kaprisli bir uzum. Ustune ustelik cok da iklim/toprak — terruar — olayina duyarli. Yani oyle her yigidin harci olmayan bir uzum. Ama iyi yetistirilmis, toplanmis, ficilanmis ve siselenmis bir Pinot icmek de o kadar zevk verici bir tecrube. Genelde serince iklim sevdiginden Sonoma/Napa, Oregon ve Santa Barbara’nin yuksek vadilerinden cikiyor en iyi Pinot’lar. Tadimda Avusturalya, Yeni Zelanda ve Alman Pinot’lari da vardi.
Son senelerde Pinot uretim ve yapiminda ciddi bir dichotomy cikmis: bir ekstremde tamamen Fransiz usulu old school, kadife gibi subtle, yumusacik ve dengeli bir Pinot tarzi; diger ucta ise in-your-face, alkol orani cok yuksek, bol meyve agirlikli big and bold Pinot’lar. Yani bir tarafta klasik 1963 bathtub porsche, diger tarafta Hummer H3. Biri uzun yillar akillarda, mahzenlerde kalacak, karakterli Pinot’lar, digerleri unutulmaya mahkum, kisa vadeli balon Pinot’lar. Ve bu iki ekstrem arasindaki genis spektrum’da uretilen Pinot’lar.
Tasvirimden hangi uca biased oldugumu anlamissinizdir…8^) Ve tadim sonrasi Gence ile begendigimiz Pinot’lar da daha cok bu old school tarzi, cogu klasik olmasa bile bu tarza yatkin, uygun ve sadik kalan Pinot’lar oldu. Bu Hummer’lar otesi de neden alkolu yuksek olan Pinot’larin cogunlukta oldugu hissine kapilmamizdi ki Gence’nin yine cok yerinde olan bir gozlemi, kuresel isinma ile bu zamaninda “serin” olan baglarin bile sicaktan daha cok alkollu sarap uretimine yol actigi teorisi idi, ki katilirim.
Isini bilen ve seven biri ile de bu “profesyonel” tadimi yapmanin da en buyuk keyfi, belki hayat boyu dukkan ya da restoranlarda bulamayacagimiz, fiyati cok pahali diye es gececegimiz, veya ismini hic bir yerde duyamayacagimiz bir cok sarabi dort saat icinde tatmak. Tabii bu tukurulmez dedigimiz bir suru klasik Pinot’lar sayesinde icimize isleyen o alkol, morlasan on disler ve parmaklar, ve dort saat sonra o hangarda bir uctan diger uca yuruyup durmanin verdigi o yorgunluga degiyor tabii ki.
Isin bir ilginc kismi da yepyeni bir endustrinin icine bu kadar yogun bir sekilde girebilmek, ureticisinden saticisina, alicisindan tuketicisine, isini bilenler ile bilmeyenlerine, bilmedigi halde bilirmis gibi gecinenlerine, ve saraptan anlamayan ama icip sarhos olmaya gelmis bir suru dallamaya kadar askerdeymis gibi engin bir insan/karakter tanima firsati. O dort saat sonra hatirladiklarim genelde hikayesi, gecmisi ve kendileri elleri ile urettikleri saraplar kadar ilginc olan karakterler. Yine Gence sagolsun, Israil’den Sierra Nevada daglarina gelip yerlesmis Gideon, internet balonu patlamasi ile bilgisayar kariyerini birakip kendini saraba vermis Craig, yaslari yetmis sekseni bulan ama full time sarap ureticisi olan kari koca ile teker teker tanismak, sakalasmak, hikayelerini dinlemek, tadim kadar keyif veren bir olay.
Gence eminim Sarap Gunlugu ve Hurriyet’teki koselerinde bu Pinot tadimini kendi dili ve bilgi dagarcigi ile daha saglam anlatacaktir, ama iste bu da benim turistik izlenimlerim, amator goruslerim…8^)
http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/yazarlar/default.aspx?ID=338
If you enjoyed this post Subscribe to our feed