Ayağımın tozuyla… 3-0′ın mini öyküsü…
Written on September 12, 2007 by genca
Yağmurlu bir İstanbul akşamına keyif katan duygularla ayrıldık staddan… Galibiyet ve o coskuyu yaşamak ne olursa olsun çok güzel… Tribünün ve çimenin canlı görüntüsü bambaşka…
Böyle tepinip, coşmayalı uzun zaman olmuş. Yaşların 35′i bulduğu şu senelerde her ne kadar geçeyim TVmin başına, ayağımı uzatıp bakayım modu hakim olsa da bu coşkulu değişiklik çok hoş bir anı oldu…
Galibiyet önemliydi çünkü güven tazelememiz gerekiyordu, moralleri yükseltmemiz Malta kazasının yaralarını sarmamız gerekiyordu.
Herşeyden önemlisi iddialı kalıp, bu heyecanı diğer maçlara taşımamız ve sonuna kadar kovalamamız gerekiyordu. Ligimizin kalitesi ortada olsa da, lejyonerlerimiz formdan çok uzak olsa da, polemik üstüne polemik yaşansa da em azından milli maçlarda da heyecansız kalmamamız gerekiyordu.
İlk yarı çok iyi kapandılar, bir türlü gerekli varyasyonları yapamadık, kanatları çalıştıramadık, ortadan gelip şut deneyemedik.
İkinci yarı Emre’nin sazı ele alması tabii ki çok etkili oldu, bununla birlikte Tuncay’ın sol kanadı çok etkili kullanması golün sinyallerini hissettirmeye başladı. Bize uzak alanda oluşan ikinci sarı kart olayı her ne kadar tam net gibi de olmasa da işimize yaradı doğrusu. Rakip 10 kişi kalınca iyice gardı düştü, zaten 1 puana yatalım, kendi sahamıza gömülelim tarzı oyunları ile topun tamamen bizde kalmasına yardımcı oldular.
Ve Gökhan Ünal’ın golündeki sevinç patlamamız. Nefis yükselişi ile yıktı tribünleri, 2-3 sıra öndeyim… Geçmişten güzel bir esinti. Ondan sonra Marco savunmanın ofsayt yanılsamasından çok güzel yararlandı yine deliriyoruz :)
Sonra tamamen rölanti ve pas şova çevirdiler artık son dakikalarda “oley” çektirirken Halil sıfıra inip sert kesti, kaleci de sağolsun içeri alarak seyircinin “Üç” isteğine yardımcı oldu. İlginçtir ki finallere gidersek bize yardımları dokunmuş yabancı kalecileri de hiç unutmayacağız :)))
Şirket bileti tayfasının olmaması da seyirci açısından coşkulu kareler oluşturdu. Özellikle açık diğer tribünleri de coşturarak, orkestra şefliğini üstlendi.
Norveç ve Yunanistan maçları haliyle böyle olmaz…
Yine de şöyle bir gece yaşamak her türlü yorgunluğu unutturuyor :) Bakalım maceramız nerede sonlanacak, işallah finallerde olur…
If you enjoyed this post Subscribe to our feed

