This is a Premium Blog

Babacım. Bypass

0

Written on February 3, 2025 by admin

Posted by mobile phone:
Babacım…

Cuma akşamı, çok uzun, çok zorlu bir gün sonrası senin yatağına uzandığımda; yastığındaki kokun burnuma geldi.

Tüm kaygı, korkularım sonrası içimi bir huzur, mutluluk sardı o an.

Şükretme hissi.

Esas sen neler yaşadın. Nelerden döndün…

Yatağının yanı başinda, çocukluğumuzdan kareler. Zeren’i tüm içtenliğimle öpen ben.

Ve hemen yanı. Yine ikimiz. Annem ve Aliye Teyzemle. 2 melek.

O anki hissimle, dün gece refakatçi odasında içime yayılanları bağlıyorum.

Yan yana olmamız huzuru

Bir hastane odası ve ağır meşakkate rağmen.

Bir daire kapanmış gibi hissettim.

Tıpkı, bile bile inana inana, ameliyatın öncesine yetişmem gibi.

Öncesinde; elini çocuk Ozan ve genç Ozan da tuttu.

Anneciğim, ikimizin de ta içinde.

İyi ol. Daha iyi ol.

O kokuyu, o kökü, o daireyi daima koruyacağım.

Gelmiş geçmiş olsun.

Sevgimle.

🌱🤍

“Balkaya!”

0

Written on December 29, 2024 by admin

Posted by mobile phone:
Canım Anneciğim

Dönüş yolu.

İçimde sana hem Deniz, hem Zeynep ile uğramanın huzuru.

Deniz’e, “yanına bir taş al istersen” dedim.

Toprağı, tam bileğine sürtmeyi tercih etti.

Benim de yüreğime dokundu.

Kızım ile senin onu gerçekten ne kadar sevdiğini konuştuk.

Onu nasıl “farklı” bir yere koyduğunu…

Sonra; sonra…

Levent’e doğru yürüdüm bir gün. İşim vardı.

Tam, bir zamanlar, camcı Balkaya’nın tabelasının olduğu yerde gülümsedim.

Balkaya ismini de babam hatırlattı.

Sana hararetli hararetli bir şeyler anlatarak altından yürüyordum.

“Çokca çocuk” olmalıyım.

Lise, üniversite yaşları.

Elimdeki kar topunu atıp, tabelada bir delik yaratmıştım.

Ödedik adamcağıza parasını. Ama çok da güldük sonra.

Gurbeti arar, “Balkaya” derdin.

Patlatırdık kahkahaları.

Tam o kaldırımdan yürürken, yine ruhuma dokundun.

“Hep yanımdasın”dan kastim de bu.

Bu yılbaşı… 00:00:05 gibi sen aramadan, ben sana sarılacağım zaten.

Babamı ve Zeren’i arayacağım

Başak, Deniz, Zeynep… Sintoş, Zizou.

Beraberiz, benim Canım Anneciğim.

“Balkaya!”

0

Written on December 29, 2024 by admin

Posted by mobile phone:
Canım Anneciğim

Dönüş yolu.

İçimde sana hem Deniz, hem Zeynep ile uğramanın huzuru.

Deniz’e, “yanına bir taş al istersen” dedim.

Toprağı, tam bileğine sürtmeyi tercih etti.

Benim de yüreğime dokundu.

Kızım ile senin onu gerçekten ne kadar sevdiğini konuştuk.

Onu nasıl “farklı” bir yere koyduğunu…

Sonra; sonra…

Levent’e doğru yürüdüm bir gün. İşim vardı.

Tam, bir zamanlar, camcı Balkaya’nın tabelasının olduğu yerde gülümsedim.

Balkaya ismini de babam hatırlattı.

Sana hararetli hararetli bir şeyler anlatarak altından yürüyordum.

“Çokca çocuk” olmalıyım.

Lise, üniversite yaşları.

Elimdeki kar topunu atıp, tabelada bir delik yaratmıştım.

Ödedik adamcağıza parasını. Ama çok da güldük sonra.

Gurbeti arar, “Balkaya” derdin.

Patlatırdık kahkahaları.

Tam o kaldırımdan yürürken, yine ruhuma dokundun.

“Hep yanımdasın”dan kastim de bu.

Bu yılbaşı… 00:00:05 gibi sen aramadan, ben sana sarılacağım zaten.

Babamı ve Zeren’i arayacağım

Başak, Deniz, Zeynep… Sintoş, Zizou.

Beraberiz, benim Canım Anneciğim.

“Binbir Günün Masalı”

0

Written on December 29, 2024 by admin

Posted by mobile phone:
Sevgili kayınvalidem Füsun Annemin kitabını beğeniyle bitirdim.

Biraz tarihe dalış, çokça entrika… Merakla çevrilen sayfalar.

Önce ailemiz geçmişini kaleme aldı. Hatta geçenlerde, Deniz Zeynep’e hatırlattı bunu! 😉

Şimdi bizzat kendi romanını.

Kalbinde 1700’ler başı İstanbul’umuz var.

Yolumuz Saray’a da, Balkanlara da, Avrupa’ya da düşüyor.

Hikayenin yükünü kadınlar çekiyor.

Farklı milletler, farklı geçmişler… Ama ortak paydaları direnç

Favori kahramanım için Madam Bonelli ile Anna arası gittim, geldim.

Annesinin parmağını sıkan bebe kız ise başka “koydu.”

Eline sağlık, sevgili Füsun Elioğlu.

“Binbir Günün Masalı.”

“Benim oğlum da böyle bahsetsin”

0

Written on December 5, 2024 by admin

Posted by mobile phone:
“Umarım benim oğlum da benden ileride böyle bahseder diye içimden geçirmiştim” yazmıştı bir arkadaşım.

10 Ekim’den birkaç gün sonra.

10 Ekim’den birkaç gün önceki sohbetimizi hatırlayarak.

Sonrası “yabancı” bir kadın iş arkadaşımdan da duydum bunu.

Ve bu sabah, yine bir dostumdan da.

Tüylerimi diken diken etti bunlar.

Kendim için değil.

Anneciğim için.

İçimdekileri yazmaktan hiçbir zaman kaçınmadım.

Ama konu annem ile aramızdaki sevgi olunca daha da rahatlıyorum.

O da, paylaşmamı isterdi.

O da, insanlara böyle dokunmamızdan keyif alırdı.

O da, böylelikle ruhunun daha da bizi sarmaladığını anlardı.

Şu ya bu anıdan çok, o uyandırdığı his benimle.

Kahvaltı sonrası işe yürürken; üzgün, hüzünlü Julius’a rastladım.

Bu duygularla da ona sarıldım.

Belki Zimbabwe’de yatan annesine de.

Onlar, bizimle.

“Benim oğlum da böyle bahsetsin”

0

Written on December 5, 2024 by admin

Posted by mobile phone:
“Umarım benim oğlum da benden ileride böyle bahseder diye içimden geçirmiştim” yazmıştı bir arkadaşım.

10 Ekim’den birkaç gün sonra.

10 Ekim’den birkaç gün önceki sohbetimizi hatırlayarak.

Sonrası “yabancı” bir kadın iş arkadaşımdan da duydum bunu.

Ve bu sabah, yine bir dostumdan da.

Tüylerimi diken diken etti bunlar.

Kendim için değil.

Anneciğim için.

İçimdekileri yazmaktan hiçbir zaman kaçınmadım.

Ama konu annem ile aramızdaki sevgi olunca daha da rahatlıyorum.

O da, paylaşmamı isterdi.

O da, insanlara böyle dokunmamızdan keyif alırdı.

O da, böylelikle ruhunun daha da bizi sarmaladığını anlardı.

Şu ya bu anıdan çok, o uyandırdığı his benimle.

Kahvaltı sonrası işe yürürken; üzgün, hüzünlü Julius’a rastladım.

Bu duygularla da ona sarıldım.

Belki Zimbabwe’de yatan annesine de.

Onlar, bizimle.

KIRK

0

Written on November 20, 2024 by admin

Posted by mobile phone:
KIRK

Pırıl pırıl, masmavi bir havaydı Anneciğim.

Kırkı duası sonrası Kabristan’dan ayrılmadan, yine yanına gitmek istedim.

Çekti beni adeta.

Evin önünde ayrılmadan, suyu dökmüşse de, son bir sarılırdık.

Bu da öyle.

Onunla konuşuyorum. Onu anıyorum.

Bazen de yaşantımın orta yerinde, gözümün önüne getiriyorum.

Rahatlatıyor bu.

Bazen, sebepsiz, sabaha karşı uyanıyorum.

Ailem beni çevrelese de, içim yanarak.

Ayağımın dibinde Zizou’yu hissediyorum. Daha rahat uykuya dalıyorum.

Zeren’im ne güzel akıl etmişti. Ortaköy’de dağıtılan annemin lokmaları, yine annemin ruhuna değdi. Eminim buna.

Bir kere güleryüzlü iki insan yapıyordu işlerini.

Tanımadığımız insanları belki bir nebze mutlu ettık.

Anneciğim gibi.

Her dostun yüreğine, ayağına sağlık.

Gelen, arayan.

Ama komşularımıza ayrı bir sarıldım.

Senem…

Dostlar Sitemizin Esin Ablası ve İrem. Kendi çocukluğuma da dokunarak. Belki onu da sararak.

“Bir kek yapardı, hepimizi toplardı.”

Toplardı ya…

Halam, “Bağdat Caddesinde yürürüz. Birden bir tatlı yiyelim derdi,” dedi.

Derdi!

Babam; anneme gönderdiğim kartları, onun sakladığı fotoğraflarımızı verdi bana. Yanımda götürüyorum

En büyüklerinden birine elimi attım. 20-21′de yazdıklarımın 50′lerde hep karşılığı var! Şükür.

Tutarlı kalmışım yaşamıma, özüme.

Ve o geçen yaşamın tabanına, sevgimizi koymuşum.

Benim de çocuklarıma aktaracağım.

Her gün benimlesin, Anneciğim.

Ejder’e “Deniz’le döneceğim,” dedim.

O da görecek çiçeklerini.

Taşlarından da 3 tanesini yanıma aldım.

İçimdesin.

Grande Rafa

0

Written on November 3, 2024 by admin

Posted by mobile phone:
Grande Rafa

3 gün gecikmiş yazı

Biliyorsun ki, hayatımın en zor ve acılı günü, sabahı ile çakışmasa; bu yazı dünyaya duyurmandan 10 dakika sonra gelirdi.

Aslında ta 2 yaz önce, son “ciddi” Roland Garros turnuvan sırası veda etmiştim.

Heykelin yanında fotoğrafla

Şu resim ile.

Federer bağım malum.

Ama o yüzden de seninle gerçekten 2 on yılımız kesişti. Evet

Gerçek anlamda Rafa benim için şu:

“The greatest rival, I learned to like & grew to love”

Kendi kariyerim, alışkanlıklarım açısından şunu hep gülümseyerek dedim.

“Federer with Nadal habits.”

Oncelikle Tutkusu, takıklıkları, istikrarı çok benlik.

Sinirlendim. Yer yer “Spinach” dedim.

Ama daima daima saydım.

Canım anneciğim ve bana düşkünlüğü malum!

O bile Rafa’cıydı 😇; sonunda bana sevgisi Roger için galip geldi.

Çok zor bir Roland Garros dördüncü turu oynayacakken, Real Madrid Finaline gelmesi.

“Gelmez,” dediler.

“Rafa gelir” dedim. Benlik.

2010 Dünya Kupası Finalinde aynı Güney Afrika çatısı altında olmamız.

“Rakip” olduğundan, defalarcaaaa Slam Finallerini canlı, yerinde seyrettiğim

Federer’in son kariyer anı, son gözyaşları yine aynı çatı altında olmamız.

Ortak dostlarımız var; şükür.

2019’da, Players Lounge’da geçirdiğim çok özel bir gün, yanımdaki masalar ailesi ile kağıt oynadı.

Rahatsız etmedim. Fotoğraf çektirmedim.

Çünkü “rakip”

Ama onunla büyüdüm.

İlham buldum. Derin saydım.

Dünya spor tarihi ve ben, malum

14 Roland Garros tek erkekler Şampiyonluğu

Bence dünya tarihinin en akıl almaz spor başarısı

Bir gün, uzaylılarla kader maçı yaparsak.

Michael Jordan da kategori dışı ise

2008 Rafael Nadal Paris’i toprakta karşılarına çıkarırım.

İkisinde de ikisi fazlasıyla vardı. Ama teknik, zerafet yanı çalışkanlık, güç, enerji sembolü Rafa.

Elbette üçüncü kenar Novak’ı, Borg’u da saymalıyız ama belki en büyük “mental strength” Rafa.

Harika bir Davis Cup son perdesi olsun.

Oğlu, ailesi ile güzel bir yaşam sürsün!

İki en büyük rakibin, Dost olabileceğini gösteren hakiki adam.

Vamos Rafa!

Thanks for All!

Eternal!

Grande Rafa

0

Written on November 3, 2024 by admin

Posted by mobile phone:
Grande Rafa

3 gün gecikmiş yazı

Biliyorsun ki, hayatımın en zor ve acılı günü, sabahı ile çakışmasa; bu yazı dünyaya duyurmandan 10 dakika sonra gelirdi.

Aslında ta 2 yaz önce, son “ciddi” Roland Garros turnuvan sırası veda etmiştim.

Heykelin yanında fotoğrafla

Şu resim ile.

Federer bağım malum.

Ama o yüzden de seninle gerçekten 2 on yılımız kesişti. Evet

Gerçek anlamda Rafa benim için şu:

“The greatest rival, I learned to like & grew to love”

Kendi kariyerim, alışkanlıklarım açısından şunu hep gülümseyerek dedim.

“Federer with Nadal habits.”

Oncelikle Tutkusu, takıklıkları, istikrarı çok benlik.

Sinirlendim. Yer yer “Spinach” dedim.

Ama daima daima saydım.

Canım anneciğim ve bana düşkünlüğü malum!

O bile Rafa’cıydı 😇; sonunda bana sevgisi Roger için galip geldi.

Çok zor bir Roland Garros dördüncü turu oynayacakken, Real Madrid Finaline gelmesi.

“Gelmez,” dediler.

“Rafa gelir” dedim. Benlik.

2010 Dünya Kupası Finalinde aynı Güney Afrika çatısı altında olmamız.

“Rakip” olduğundan, defalarcaaaa Slam Finallerini canlı, yerinde seyrettiğim

Federer’in son kariyer anı, son gözyaşları yine aynı çatı altında olmamız.

Ortak dostlarımız var; şükür.

2019’da, Players Lounge’da geçirdiğim çok özel bir gün, yanımdaki masalar ailesi ile kağıt oynadı.

Rahatsız etmedim. Fotoğraf çektirmedim.

Çünkü “rakip”

Ama onunla büyüdüm.

İlham buldum. Derin saydım.

Dünya spor tarihi ve ben, malum

14 Roland Garros tek erkekler Şampiyonluğu

Bence dünya tarihinin en akıl almaz spor başarısı

Bir gün, uzaylılarla kader maçı yaparsak.

Michael Jordan da kategori dışı ise

2008 Rafael Nadal Paris’i toprakta karşılarına çıkarırım.

İkisinde de ikisi fazlasıyla vardı. Ama teknik, zerafet yanı çalışkanlık, güç, enerji sembolü Rafa.

Elbette üçüncü kenar Novak’ı, Borg’u da saymalıyız ama belki en büyük “mental strength” Rafa.

Harika bir Davis Cup son perdesi olsun.

Oğlu, ailesi ile güzel bir yaşam sürsün!

İki en büyük rakibin, Dost olabileceğini gösteren hakiki adam.

Vamos Rafa!

Thanks for All!

Eternal!

GÜLÜMSEMESİ. GÜVEN

0

Written on November 2, 2024 by admin

Posted by mobile phone:
GÜLÜMSEMESİ. GÜVEN

“Gülümsemesini daima hatırlayacağım.”

“Sıcaklığı resimlerden geçiyor. Keşke anneni daha da tanıyabilseydim.”

Duyduğum onlarca cümle arasında, bunlar ayrı bir yer etti.

Anneciğimin gülümsemesi artık sonsuza dek benim zihnimde.

Ama kimisini dün, kimisini 10 yıl önce gördüğüm dostların hatırlaması da öylesine mutlu ediyor beni.

Işık yayardı annem.

Birleştirirdi.

Gülümsetirdi.

Bir araya getirirdi.

Bunlar hep bana miras. Hep bana hamur.

Düğünümüzün sonu, tüm erkek arkadaşlarımın önünde, içinde kahkahalarla poz vermişti.

O güzel açık mavi rengin içinde.

“Eski” videolarını bulduk.

“Hazır mısın, bilemedim” değil; aksine çok iyi geldi.

Deniz’e oyuncak dondurma yedirirken…

10 saniyede bile geçiyor, o sıcaklığı.

Hangi kelimeyi çağrıştırıyor diye düşünüyorum.

Aramızdakinin sonsuz “sevgi” olduğu en barizi.

Ve tabii güven.

O bana “her kapı kapansa, seni ararım” yazdırtan.

Güldüren anıları sonsuz.

Biyoloji dersi, kellik de X geni önemi anlatılır.

“Ben sana hayatta kötü bir şey verdim mi; merak etme”

Vermedi! (Buradaki kötü de, işin mavrası!)

Fransızca hocası “dersi çok iyi; ama arkadaşlarıyla eğlencesi bol” demeye getirir. Bizimki kabarır!

Son 5-10 senemizin sağlık iniş, çıkışları ve gurbet olmasa, elbette daha çok dostuma daha da yakın olurdu.

Ama hepsinin “Emel Teyze’si” olduğunu hep hissettirdi.

Aradı. Sordu.

Umursadı.

Benim annem, insaniydi.

İnsani.

Çok özel.

Hastalık “yakışmaz.”

Ruhunu yaşatmak çok yakışır.

Ve şu an “karşımda” olması dahil, daima benimle.

Bizimle.